48 Saatte Ayvalık: Hem Ruhunu Hem Karnını Doyur!

   Şehir kalabalığından, çalan telefonlardan, hiç durmadan mesajlar atan WhatsApp gruplarından biraz uzaklaşıp “Ben kimim, ne istiyorum?” diye düşünmek istiyorsan… Tam yerindesin!
   Cevap: Zeytin istiyorsun. Lor kurabiyesi istiyorsun. Güneş batarken rakı kadehinde Ege’yi izlemek istiyorsun.
   Rota belli: Balıkesir’in inci tanesi Ayvalık ve onun kalbindeki huzur adası Cunda!

   Sadece 2 günle sınırlı bir hafta sonu tatilinde bile nasıl “Ohh bee!” dedirten anlar yaşanır, göstereceğiz. Takipte kal, valizi topla, mideni boşalt, başlıyoruz!


1. Gün: Ayvalık’tan Başla, Cunda’da Kalbine Taht Kur

Sabah (08:00 – 11:00): Tostla Başlayan Bir Ege Sabahı

   Ayvalık’a sabah saatlerinde ulaştıysan tebrikler, gün senin!
   İlk iş: Ayvalık tostunun kutsal mabedine gitmek.
   Önerimiz: Hacıoğlu Aşkın Tost Evi veya Ayvalık Tostçular Çarşısı. Tostun içinden çıkan sucuk, kaşar, domates ve gizli sevgi sosuyla bir “günaydın” çarpması yaşayabilirsin.

hacıoğlu aşkın tost evi ayvalık

ayvalık tostçular çarşısı

   Sonrasında çarşıda biraz yürüyüş. Eski taş evler, zeytin kokulu rüzgar, sabahın ilk ışıklarında sessizliği delen martılar… Ve sen, şehirden yeni kaçmış bir minik huzur arayıcısı.


Öğle (12:00 – 15:00): Cunda’ya Geçiş ve Gurme Rüyası

   Ayvalık’tan Cunda’ya geçmek 10 dakikalık bir yolculuk ama hissiyat olarak 50 yıl geriye gidiyorsun. Ada seni taş evleriyle, begonvilli sokaklarıyla karşılıyor.
   İlk durak:Taş Kahve. Burada içilen sakızlı Türk kahvesi başka hiçbir yerde aynı tadı vermez, not et.

cunda taş kahve

Biraz kültür dersen:

  • Taksiyarhis Kilisesi (şimdilerde Rahmi Koç Müzesi) – İçerideki eski eşyalar seni nostaljiyle sarar.

taksiyarhis kilisesi cunda

  • Cunda Kütüphanesi (Panaya Kilisesi) – Sessizliğin içindeki huzur buradan geçiyor olabilir.

Öğle yemeği için:

  • Lal Girit Mutfağı – Cunda’nın en karakteristik restoranlarından biri. Adı üzerinde: Girit mutfağından ilham alıyor ama her tabakta küçük bir yorumla fark yaratıyor. Kabak çiçeği dolması, fava, ahtapot… Menü, mideni mest edecek cinsten.

    Ne yemeli?

    • Kabak çiçeği dolması (Girit usulü, hafif tatlımsı aromalı)

    • Deniz börülcesi (sirke oranı tam kararında)

    • Lakerda (limonla servis ediliyor, tam Ege işi)

    • Ev yapımı lor tatlısı – Aman diyeyim yer kalmadı demeyin, bırakın yer açılsın.

    Tüyo: Masada mutlaka bir zeytinyağlı tabağı olsun, çünkü burası zeytinyağıyla şov yapmayı bilen nadir yerlerden biri.

  • Alternatif: Uno Cunda – İtalyan esintili ama özünde Cundalı ruh taşıyan bir restoran. İçeride romantik bir ambiyans, dışarıda begonvillerin altında loş bir atmosfer. Menü makarnadan pizzaya uzanan çizgide ama her tabakta Ege’yi hissediyorsun.

    Ne yemeli?

    • Karidesli linguine (hafif acılı, bol sarımsaklı, tam kararında)

    • Kalamar dolması

    • Roka, peynir, cevizli salata

    • Yanına da bir kadeh Ayvalık üretimi beyaz şarap, değmeyin keyfine.

    Tüyo: Gün batımına yakın gidersen dışarıdaki birkaç masa önceden rezerve ediliyor. Rezervasyonla gitmek akıllıca olur!


Akşamüstü (16:00 – 19:00): Sokaklar Arasında Minik Bir Kayboluş

   Cunda’yı yürüyerek keşfetmek en güzel hali. Rengarenk panjurlu taş evler, yolunu kesen kediler, “bir foto da burada çekeyim” dedirten butik dükkanlar… Küçük ama karakteri büyük bir ada burası.

   Ve sonra geliyor günün en şiirsel anı:


Gün Batımı (19:00 – 20:00): Aşıklar Tepesi’nde Gün Batarken…

   Cunda’da gün batımı, sadece manzara değil; bir terapi seansı gibi. Gökyüzünün başka hiçbir yerde kolay kolay göremeyeceğin turuncu, pembe ve mor tonlarında oluşturduğu mükemmel tablo ve bu tablonun deniz üstündeki yansıması kelimelerle anlatılamayacak güzellikte.

   Bu eşsiz gün batımı manzarasına en güzel yerde şahit olmak için Aşıklar Tepesi‘ne çık. Elinde bir kahve, belki de yanına aldığın kişiyle birlikte, ufka bak. Arka planda hafif bir rüzgar, burnunda ızgara kokusu… Ve sen, o an orada olduğun için mutlusun.

Cunda’da gün batımı, İstanbul’da 10 terapi seansına bedel olabilir. (Denendi, onaylandı.)


Akşam (20:00 – …): Mezelerle Final

Cunda’da akşam yemeği bir seremoni.

  • Bay Nihat – Mezeleri dillere destan, kalabalık ama beklemeye değer.

  • Cunda Deniz – Hem romantik hem lezzetli.

Meze seçerken kararsız kalırsan:

  • Girit ezmesi

  • Midye dolma

  • Ahtapot ızgara

  • Şarap soslu levrek
    Yanına buz gibi bir beyaz ya da rakı… Ege’desin, kural bu!


2. Gün: Ayvalık’ta Tatlı Bir Veda

Sabah (09:00 – 11:00): Denize Karşı Hafif Bir Başlangıç

Erken kalk, Cunda’dan Ortunç Koyu ya da Duba Plajı civarında bir yürüyüş yap. Şanslıysan denize bile girersin.
Kahvaltı için tekrar merkeze dön:

  • Ares Cafe: Ayvalık’ta güzel bir kahvaltı için harika bir seçenek. Burada kahvaltı sadece yemek değil, atmosferi de içine çekmek gibi. Taze zeytinler, peynir çeşitleri, organik bal ve reçeller, ve tabii ki sıcacık gözlemeler… Hem lezzetli hem de doyurucu.
    Bütün bu lezzetleri açık havada, deniz havasıyla birlikte yemenin keyfi bir başka.

ares cafe ayvalık


Öğle (12:00 – 15:00): Ayvalık’ta Tarihi ve Tatlı Doku

Dönüş yoluna girmeden önce Ayvalık’ın merkezinde, geçmişin izlerini taşıyan iki önemli yapı sizi bekliyor:

  • Saatli Camii: 1850’li yıllarda Agios Yannis Kilisesi olarak inşa edilmiş, 1928’de camiye çevrilmiş. Çan kulesinin saat kulesine dönüştürülmesiyle adını almış.

ayvalık saatli camii

  • Çınarlı Camii: 19. yüzyılın ikinci yarısında Rumlar tarafından kilise olarak inşa edilmiş, 1923’te camiye dönüştürülmüş.

Ve sokak sokak dolu tarihi Rum evleri…

   Son alışverişler: Zeytin, sabun, magnet ve “ben bunu kesin kullanırım” deyip asla kullanmayacağın seramikler.

Tatlı Kapanış: Macaron Muhallebicisi

   Tarihi yapıları gezdikten sonra, Ayvalık’ın meşhur tatlıcısı Macaron Muhallebicisi‘nde lezzetli bir mola verebilirsiniz. Özellikle bademli muhallebisi ve reyhan şerbetiyle tanınan bu mekan, tatlı severler için ideal bir durak.

macaron muhallebicisi ayvalık


Mini Bavul Listesi:

✔ Güneş gözlüğü
✔ Telefonun hafızası (yer aç!)
✔ Plaj terliği
✔ Kalp boşluğu (Ege bir şeyler bırakacak)


GurmeRota Notu:
Cunda ve Ayvalık, sadece yeme-içme değil, hissetme, soluklanma, biraz da kendini yeniden bulma rotası.

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir