48 Saatte İstanbul: Lezzetli, Tempolu ve Bol Selfieli
İstanbul’a sadece 48 saatliğine mi geldin? Panik yok! Sana dolu dolu, nefes aldırmayan ama bol kahkahalı, bol lezzetli bir gezi planı hazırladım. Sadece sırt çantanı kap, rahat ayakkabılarını giy, telefonunun kamerasını temizle ve başlıyoruz!
1. Gün: Şişli’de Başlayan Lezzet, Tarihle Buluşan Bir Rota
Sabah – Şişli’de Güne Efsanevi Bir Kahvaltıyla Başla
Sabahın köründe uyanmak zor ama İstanbul’a geldik, uyumak için değil yaşamak için! Alarmları erken saate kuruyoruz ki günün keyfi çokça çıksın. Ve uzun keyifli bir güne başlamak ve enerji depolamak için güzel bir kahvaltıdan daha iyi bir seçenek yok tabiki. Kahvaltı için Çeşme Bazlama Kahvaltı seni bekliyor! Sıcacık bazlamalar, gözleme, domates reçeli (evet, bağımlılık yapabilir), sınırsız çay…
Ya da biraz daha Fransız havası istiyorsan: Kruvasan İstanbul. Tereyağlı kruvasanlar, yumurtalı tostlar, veee sonunda tatlı istersen mükemmel meyveli turtalar…
Her iki seçenek de seni İstanbul’un kaotik ama bir o kadar tatlı temposuna enerjiyle hazırlayacak.
10:30 – Tarihin Kalbine Yolculuk: Yerebatan Sarnıcı
Kahvaltıdan sonra hızlıca Sultanahmet’e geçiyoruz. (Taksi, metro ya da otobüs… İstanbul seni nasıl isterse öyle taşıyor.)
Yerebatan Sarnıcı, gizemli sütunları, Medusa başları ve loş ışıklarıyla seni Bizans’ın zaman makinesine sokuyor adeta. Işıklar, su, taş… burası tarih severin Disney Land’i.
Öğle – Karaköy’de Balık Dürümle Deniz Kokusu
Sultanahmet’ten tramvayla Karaköy’e geç. (Tramvay camından şehri izlemek ayrı keyif.)
Öğle yemeğinde hedef: Balık Dürümcü Mehmet Usta. Ekmek arası taze balık, limon, soğan ve manzara… Ayakta bile yesen doyarsın. Yanına turşu suyu önerilir!
Öğleden Sonra – Galata’ya Doğru Yürüyüş ve Kahve Molası
Yemeğin ardından Galata’ya doğru tırman. Ara sokaklar tarih fışkırıyor. Merdivenli yokuşları, eski hanları, taş binaları derken kendini 1900’lerde hissedebilirsin.
Galata Kulesi’ni dışarıdan seyret, içine girmesek de olur bu sefer. Asıl keyif karşısındaki sokaklarda ya da Ceneviz Kahvecisi’nde oturup kahveni yudumlarken başlıyor. Ya da istersen hemen yakınlardaki roof’lardan birinde kahve veya şarap eşliğinde manzaranın tadını çıkarabilirsin. Hafif caz müzik, serin esinti ve tarihi taş duvarlar…
Akşam – Karaköy’de Meze, Sohbet, Renkli Tabaklar
Akşam yemeği için iki efsane önerim var:
- Karaköy Lokantası: Mavi çiniler, zarif tabaklar, İstanbul’un nostaljik ruhu.
- Mahkeme Lokantası: Rakı sevenler için şahane bir meze şöleni. Arnavut ciğeri, fava, atom… Gönül sofraya sarılır.
Rezervasyon şart, spontane gelen pişman olabilir!
2. Gün: Anadolu Yakası’nda Huzur
Sabah – Çengelköy’de Kahvaltı & Boğaz Kokan Sabahlar
Bugün karşıya geçiyoruz! Erken kalk, vapurla Üsküdar’a geç, oradan da Çengelköy’e dolmuşa atla.
Çınaraltı Çay Bahçesi’nde Boğaz önünde kahvaltı: Fırından alınmış simit, poğaça, belki de bir su böreği. Tüm stresi geride bırak, sadece Boğaz’a bak ve derin bir nefes al.
Öğle – Kuzguncuk’ta Renkli Sokaklar & Minik Lezzetler
Kahvaltı sonrası yürüyüşle (veya kısa bir minibüs yolculuğuyla) Kuzguncuk’a geç. Burası İstanbul’un en huzurlu, en Instagram’lık semtlerinden biri.
Küçük kafeler, sanat galerileri, sevimli kitapçılar… Yürüyüş seni yorduysa ister meşhur Metet Döner’de tadını sıkça özleyeceğin bir döner ye, istersen meşhur Kuzguncuk Fırını’nda tatlı bir şeyler atıştır. İkisi de öğle yemeği için şahane.
Öğleden Sonra – Moda Sahil & Gün Batımı
Eğer hala enerjin varsa, rotayı Kadıköy’e çevir. Moda sahilinde yürüyüş, Caddebostan’da dondurma, ya da Ali Usta’dan bir top kaymaklı… Gün batımını yakalarsan, İstanbul seni kucaklıyor demektir.
Akşam – Anadolu Yakası’nda Son Bir Lokma
Akşam yemeğini Moda’daki Viktor Levi Şarap Evi gibi şık ama samimi bir yerde ya da Kalamış’ta deniz kenarı bir balıkçıda alabilirsin. Bu tarafın gecesi daha dingin ama keyfi derin.
💡 Mini İstanbul Tüyoları:
- Rahat ayakkabı = mutlu ayaklar.
- İstanbulkart şart. Yoksa para bozdur bozdur bitmez.
- Çeşme Bazlama’da kahvaltı düşünürsen erken saatlerde gitmekte fayda var, yoksa seni bekleyen şey kahvaltı yerine uzunca bir kuyruk olabilir.
- Vapurlarda dışarda otur, martılarla göz göze gel.
- Galata ve Kuzguncuk sabah saatlerinde sakinken daha büyüleyici.